G-ZH3C8VHV1F
Yaşamı boyunca insanoğlu hep bir şeyleri bahane ederek kendince bir koruma kalkanı oluşturmuştur…
Aslında olayların akışı ve yaşamımızda ki roller gereği mutlaka kendimizce bahane üretmek hayatımızı kolaylaştırdığı zamanlarda olmuyor değil. Tam da burada giriyor aslında sinsi bahane kavramlarının içimize giriş şekli…
Büyüklerimizin bahaneleri çocukluluğumuza öncülük ettiği için bu alışkanlıklar geçmişten gelen içimizde bir hücre gibi yaşamını sürdüren zararlı parazitler topluluğu gibidir…
Bilinçaltımıza kendi emellerimizin çıkarları doğrultusunda yerleştirdiğimiz, bir türlü vazgeçmediğimiz haklılığımızı ispatlama gibi zaruriyet içine girmede üstümüze yoktur….
Tüm bu algılarımızdan ve bahanelerimizden kurtulmak için biran önce kendimizi sorgulamalıyız…
Geçmiş zaman hikayeleri bize bu anlamda yön ve yol göstermede her zaman öncülük etmeye devam etmiştir….
İşte size güzel bir yaşanmışlık hikayesi…
Bir gün adamın biri zamanının sufi üstatlarından birini ziyarete gelmiş ve ona şu soruyu sormuş;
Önyargılarımdan ve bağımlılıklarımdan nasıl kurtulabilirim. Üstat ona cevap vermek yerine ayağa kalkmış ve yakında bulunan bir sütuna kollarını dolayarak bağırmaya başlamış.
Beni bu sütundan kurtarın. Beni bu sütundan kurtarın… diye bağırmış.
Adam şaşkınlık içinde baka kalmış; İçinden bu delimi nedir düşüncesi ile üstadın deli olduğunu düşünmüş ve ona şöyle demiş.
Neden böyle yapıyorsun, ben senin akıllı birisi olduğunu düşünerek ruhsal bir soru sormaya geldim.
Ama görüyorum ki sen salağın tekisin, sütunu sen tutuyorsun, sütun seni tutmuyor, bırak gitsin.
Üstad sütunu bırakmış ve şöyle demiş, bu söylediğini gerçekten derinlemesine anlayabilirsen, kendi cevabını vermiş olacaksın.
Bağımlılıkların seni tutmuyor, sen onları tutuyorsun.
Bırak gitsin.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)